5 Ocak 2015 Pazartesi

Talcott Parsons




                                                                              Hazırlayan : Ersan Demirdalıç

TALCOTT PARSONS
1.      KISA HAYAT HİKAYESİ ve ESERLERİ :

A.     Hangi yönleri ile kendisini tanıtıyor ?

a.       20 . yüzyılın en etkili Amerikan sosyologlarından birisi olarak bir çok kişi tarafından kabul edilmektedir .
b.      Modern yapısal – işlevsel bakış açısının temellerini atmıştır .
c.       Toplumun güzel işlemesi için “ Eylem Teorisi “ denilen genel bir teori geliştirmiştir .

B.     Doğum :

Talcott Parsons 13 Aralık 1902 yılında Colorado ’ da dünyaya geldi.

C.     Ölüm :
8 Mayıs 1979 tarihinde geçirdiği felç sonrasında hayatını kaybetti.
D.    Yaşamının ilk yılları ve o dönemdeki eğitim durumu :
    Talcott Parsons ‘ un doğduğu yıllarda babası  kilise sistemine bağlı bir papaz olup , Colorado College ‘ de İngilizce profesörlüğünün yanında kolej başkan yardımcılığını da yürütmekteydi. Bu sırada Parsons ta Amherst Koleji ‘ nde biyoloji , sosyoloji ve felsefe dersleri okuyarak 1924 yılında bu okuldan mezun oldu.Bu okulda aldığı biyoloji eğitimiyle organizmayı oluşturan organ ve sistemler arasındaki karşılıklı muhteşem ilişkilere duyduğu hayranlık ileride sosyoloji alanında izleyeceği yolun da yönünü belirlemesinde bir kırılma noktası olmuştur.Daha sonra Londra Ekonomi Okulunda bir yıl okuduktan sonra  Almanya ‘ daki Heidelberg Üniversitesi ‘ nde burslu öğrenci olarak okuyup Max Weber ‘ e canlı olarak yetişemese de eşinin sohbetlerine katılarak etki alanına girmiş ve bu etkinin altında doktora tezini yazmış ve vermiştir .
E.     Sonraki yaşamı ve kariyeri :
     Amherst Koleji ndeki bir yıllık hocalık döneminin ardında 1927 yılında Harvard Üniversitesine ekonomi bölümünde öğretim üyesi olarak başladı ve bu üniversite de küçük aralıklar dışında emekli olduğu 1973 yılına kadar hoca olarak çalıştı. Parsons ‘ un  ilk Harvard yıllarında üniversitede bir sosyoloji bölümü yoktu . Ta ki 1931 yılına kadar . Bu yılda Harvard Üniversitesi ‘ nde sosyoloji bölümü oluşturuldu ve Parsons bu bölümün iki kurucusundan birisi oldu . Daha sonra profesör olan Parsons 1946 yılında Amerikan Sosyoloji Derneği ‘ ne başkan seçildi. Bu tarihten sonra yaptığı çalışmalarla Harvard ‘ daki Sosyal Bilimler Bölümü ‘ nün  sosyoloji , antropoloji ve psikoloji bölümleriyle disiplinler arası bir bölüm olmasına aracı oldu . 1973 yılında yine Harvard Üniversitesi ‘ nden emekli olan Parsons 1979 ‘ daki ölümüne kadar çeşitli üniversitelerde misafir hoca olarak dersler verdi .
       Talcott Parsons birçok önemli sosyolojik teoriler geliştirilmesinde önemli bir rol oynadı. Öncelikle medikal sosyoloji "hasta rolü" teorisini psikanaliz ile birlikte geliştirilmiştir. Hasta rolü  ; hasta olma, onun sosyal yönlerini ve onunla birlikte gelen ayrıcalık ve yükümlülüklerini ilgilendiren bir kavramdır. Parsons aynı zamanda bir teorik çerçeve içine farklı sosyal bilimler entegre eden bir girişimci oldu. Bu ise  "Büyük Teorisi" nin gelişiminde önemli bir rol oynadı. Onun ana hedefi insan ilişkileri üzerine  tek bir evrensel teori oluşturmak için birden fazla sosyal bilim disiplinleri kullanmak oldu. Parsons genellikle  etnosantrik yani  kendi kültürünü merkeze alarak diğer kültürleri ve kültürel pratikleri kendi kültürünün değer yargılarına göre değerlendirmekle suçlanıyordu. Anlaşılsın diye mesela İspanyolların boğa güreşlerinde boğalara olan tavırlarını kendi etnimizin gözünden bakıp hayvan katli gibi algılamak veya tersi kurban bayramlarında kurban kesen Müslümanlara diğerlerinin hayvan katli yapıyorlar düşüncesiyle bakmaları örneklendirilebilir. Ne kadar suçlansa da o zamanlar Parsons  işlevselcilik ve neo evrimcilik üzerine yaptığı katkılarla bilinen cesur ve yenilikçi bir sosyolog olarak tanınmıştır. Hayatı boyunca 150 den fazla kitap ve makaleleri yayınlanmıştır.
    Parsons, 1927 yılında Helen Bancroft Walker ile evlenmiş ve  üç çocuğu vardır.
F.     Önemli eserleri :

Sosyal Eylem Yapısı (1937)
Sosyal Sistem (1951)
Sosyolojik Teoride Denemeler (1964)
Toplumlar: Evrimsel ve Karşılaştırmalı Perspektifler (1966)
Siyaset ve Sosyal Yapısı (1969)













2.      TEMEL SOSYOLOJİK YAKLAŞIMI ve TOPLUM GÖRÜŞÜ :
     İşlevselci yaklaşımı incelemeye Parsons ile başlamak demek klasik sosyologlar Weber , Durkheim  ve Marx ı unutmadan geçici bir süre bir kenara bırakıp daha yeni bir anlayışa bakmak demektir.Peki Parsons a kadar işlevselcilik nasıl gelişmişti ? Şimdi kısaca buna bakalım:
      
      Weber, en ünlü çalışmalarından birisi olan Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu adlı eserinde kapitalizm gibi bir ekonomik düzenleme biçiminin oluşumunda düşünsel ve dinsel nitelikte faktörlerin nasıl önemli bir rol oynadığını göstermeye çalışır.İşlevselcilik olarak adlandırılan yaklaşım modern sosyolojide oldukça önemli bir yere sahiptir.İşlevselcilik sosyolojide ilk olarak 19. yüzyılda Durkheim'ın çalışmalarında şekillenmiştir. Bu açıdan işlevselcilik toplumsal yaşamın incelenmesinde pozitivist sosyal bilim anlayışına dayalı bir yöntem benimsemiştir. Yirminci yüzyılda önce sosyal antropolojide A. R. Radcliffe-Brown (1881-1955) ile Bronislaw Malinowski (1884-1942) tarafından geliştirilen işlevselcilik, daha sonra Amerikan sosyolojisinde, özellikle Talcott Parsons ve Robert K. Merton tarafından geliştirilmiştir. İşlevselcilik toplumu birbiri ile bağlantılı parçalardan oluşan bir sistem olarak ele alır. Durkheim'ın toplumu biyolojik benzeşmeye dayanarak açıklamaya çalıştığını hatırlayalım. Modern sosyolojideki işlevselcilik de toplumu öz düzenlemeye (self-regulation) sahip olan bir sistem olarak ele alır. Bu ise, biyolojik bir sistem gibi, toplumun kendini koruma ve dengede olma gibi doğal bir eğilime sahip olması demektir. Bir başka ifadeyle öz düzenleme topluma çevredeki değişime karşı kurumlarını yeniden düzenleyerek dengesini koruma ve tekrar etkin şekilde işleme imkânı sağlar.

      İşlevselciler biyolojik sistem gibi toplumsal sistemin de hayatta kalabilmesi için karşılanması gereken bazı temel gereksinimleri olduğunu düşünürler. Bu gereksinimler modern sosyolojide işlevselciliğe sistem yaklaşımı çerçevesinde önemli katkılar sağlayan ve bir bakıma işlevselciliğin yapısal-işlevselcilik olarak da anılmasına yol açan Talcott Parsons (1902-1979) tarafından sınıflandırılarak tanımlanır.Yani sosyoloji kitaplarımızda geçen Yapısal İşlevsel tabiri Parsons ile birlikte sosyoloji literatürüne giriş yapmıştır . Durkheim gibi Parsons ta toplumsal düzenin sorunları ile ilgilendi . Parsons kendi çıkarları peşinden koşan bireylerden oluşan toplumda nasıl böyle düzenli kalınabiliyor gibi önemli bir sorunun cevabını araştırmış ve uygulamada insanların işbirliği yapmaları ve böylece birbirlerine topluca entegre olmaları gerektiği ve bunun toplumun değer yargıları ile önde gelen aktörlerinden kaynaklandığı sonucuna varmıştır. Kısaca normlar ve değerler toplumsal düzenin temelini oluşturur. Ona göre insanlar çevrelerindeki insanlarla belirginleşen normlar ve kendi değer yargıları çerçevesinde hareket etmektedirler. Parsons insanların kendi menfaatleri ve mutlulukları peşinde koşarlarken endişe taşımadıklarını belirterek tersine aralarında güçlü bir anlaşma olduğunu , işbirliği içinde birbirlerine yardımcı olduklarını belirtmiştir.Yani istekler rastgele ve oldukça fazla fakat düzen hala devam etmekte , düzeni sağlayan ortak değerler ve normlar bireylerin motivasyon sistemlerinde içselleştirilmiş durumdadır. İnsanların davranışları toplumsal değerler tarafından doğru , yanlış , uygun değil gibi sözlerle etiketlenir. Buna göre normatif düzenleme olmadan toplumda kaos , anomi , düzensizlik gibi sosyal bozukluklar olacaktır.Bireysel eylem üzerindeki  kısıtlamaların bir sistem içinde yapılması gerekir. Parsons ‘ un en tartışmalı yönü yapısal işlevsel modele toplumun parçası olan çeşitli sosyal süreçler ve sosyal kurumların işlevini eklemek olmuştur. Genel olarak Parsons toplumun düzgün işleyişi için ortak değerler ve normlar , aile kamu kurumları ve benzeri grupların katkıları üzerinde durmuştur. Yani bir biyolojik bakış açısına sahiptir. Parsons ‘ un bu bölümde Weber ‘ i hatırlattığını görüyoruz , bürokrasi işlevselliği ve devamlılığı güçlendiren bir sebep oluyor.
3.      METODOLOJİSİ : 
       Talcott Parsons, yoğun biçimde Durkheim, Max Weber'den etkilendi ve çalışmalarının çoğuna onların kuramlarını sentezledi. Parsons'un isteği temel bir toplumsal kuram geliştirmekti, fakat O, birey ve eylem üzerine tartışarak işe başladı. O 'sosyal sistemin bireylerin faaliyetlerinden oluştuğunu' ifade etti.Onun çıkış noktası bireyler arasındaki karşılıklı etkileşimdi.Bireyler, davranışlarını nasıl şekillendirecekleri ile ilgili çeşitli seçimler ile yüz yüze bırakılırlar. Ancak, bu seçimler sosyal ve fiziksel faktörler tarafından koşullandırılır ve etkilenir. Persons, her bir bireyin beklentilerinin olduğunu ve bu beklentilerin diğer bireyler tarafından etkilenmiş olduğunu etiketlemektedir.  Parsons sosyolojisi az ampirik içeriği ile öncelikle teorik olmuştur . O , kendi fikir ve yorumları ile klasik sosyologlara entegre olarak makaleler yazmış fakat  Marx ,Weber ve Durheim ‘ in aksine sosyolojik çalışma ve sosyal bilimler için bir metodoloji ortaya koymak yerine bütün sosyal bilimlerden faydalanarak teorik bir  çerçeve oluşturmaya çalışmıştır.




4.      TOPLUM TİPOLOJİSİ :
       Yapısal işlevselci yaklaşıma göre toplumun çekirdeği bireydir. Toplumun alt sistemleri bireylerin bir aradalığı ile oluşur. Tek tek bireylerin bütünlüğü alt sistemleri, alt sistemlerin işlevsel bütünlüğü ise sistemi meydana getirir. Birey, toplumsal bir rol içerisinde ele alınır ve yapısal işlevselcilik bu role sahip bireye rol oyuncusu ya da "aktör" demektedir ( Parsons ‘ un Ann Doe örneği – Ruth A. Wallace )   Birey aynı zamanda sahip olduğu role uygun bir statü içerisinde yer alır ve rol kavramı statü ile birlikte anlam kazanır. Durkheim büyük oranda Auguste Comte'un organizmacı pozitivizminden dayanak bularak toplumsal yapıyı organizma benzeri bir hal ile açıklamıştır. Yapısal işlevselci yaklaşımın en büyük temsilcilerinden Talcott Parsons'a göre de bu örnekten yola çıkılabilir.








5.      TOPLUMSAL DEĞİŞME ANLAYIŞI :
        Toplumsal değişme, Parsons'un belirttiği şekilde, toplumsal sistemin bir bütün halinde çalıştığı ve bu bütünün karmaşık yapısının kendi içerisinde bir uyumu barındırdığı savından yola çıkılarak değerlendirilmektedir. Sistem, kusursuz biçimde işleyebilmenin yöntemlerini kendine has biçimde meydana getirmektedir. Herhangi bir "kusursuzluk"tan sapma hali, hızlı biçimde tekrar düzenli hale geçişi ve uyumu ardında taşır.Parsons'a göre yapısal işlevselci kuramsal perspektif ile bağlantılı olarak dört  görünüm ışığında toplumsal değişim tartışılabilir:1)Farklılaştırma2)Uyumlu yükseltme3)Kapsama4)Gerçek değerleme  

   Toplumun değişirken bütünlüğünün korunması böylece dağılmasının önüne geçilmesi gereklidir . Çoğunlukla değişim bu çizgide uzun süre ile istenmese de ileri doğru bir değişimin yine toplumu dağıtmayacak tam tersine birleştirici roller üstlenecek bir takım faktörlerin oluşmasıyla veya icad edilmesiyle olması beklenmektedir . Bu bağlamda Weber ‘ in bürokrasi icadı buna örnek olabilecektir .  

6.      KAYNAKÇA :
              Ritzer, George (2004) Modern Sociological Theory, Mc Graw Hill, 6th. Ed. USA.
             Wallace Ruth A.& Wolf Alison , (2012) Çağdaş sosyoloji Kuramları
               Johnson, A.G. (2000). The Blackwell Dictionary of Sociology. Malden, MA:          
             Blackwell Publishing.
             Biography of Talcott Parsons. Accessed March 2012 from
             http://www.talcottparsons.com/biography
             Kongar, Emre, "Toplumsal Değişme", Remzi Kitabevi, , İstanbul ,1985.
       


  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder