Hazırlayan : Ersan Demirdalıç
TALCOTT
PARSONS
1.
KISA
HAYAT HİKAYESİ ve ESERLERİ :
A. Hangi
yönleri ile kendisini tanıtıyor ?
a. 20
. yüzyılın en etkili Amerikan sosyologlarından birisi olarak bir çok kişi
tarafından kabul edilmektedir .
b. Modern
yapısal – işlevsel bakış açısının temellerini atmıştır .
c.
Toplumun güzel işlemesi için “
Eylem Teorisi “ denilen genel bir teori geliştirmiştir .
B.
Doğum :
Talcott
Parsons 13 Aralık 1902 yılında Colorado ’ da dünyaya geldi.
C.
Ölüm :
8
Mayıs 1979 tarihinde geçirdiği felç sonrasında hayatını kaybetti.
D.
Yaşamının ilk yılları ve o
dönemdeki eğitim durumu :
Talcott Parsons ‘ un doğduğu yıllarda
babası kilise sistemine bağlı bir papaz
olup , Colorado College ‘ de İngilizce profesörlüğünün yanında kolej başkan
yardımcılığını da yürütmekteydi. Bu sırada Parsons ta Amherst Koleji ‘ nde
biyoloji , sosyoloji ve felsefe dersleri okuyarak 1924 yılında bu okuldan mezun
oldu.Bu okulda aldığı biyoloji eğitimiyle organizmayı oluşturan organ ve
sistemler arasındaki karşılıklı muhteşem ilişkilere duyduğu hayranlık ileride
sosyoloji alanında izleyeceği yolun da yönünü belirlemesinde bir kırılma
noktası olmuştur.Daha sonra Londra Ekonomi Okulunda bir yıl okuduktan sonra Almanya ‘ daki Heidelberg Üniversitesi ‘ nde
burslu öğrenci olarak okuyup Max Weber ‘ e canlı olarak yetişemese de eşinin
sohbetlerine katılarak etki alanına girmiş ve bu etkinin altında doktora tezini
yazmış ve vermiştir .
E.
Sonraki yaşamı ve kariyeri :
Amherst Koleji ndeki bir yıllık hocalık
döneminin ardında 1927 yılında Harvard Üniversitesine ekonomi bölümünde öğretim
üyesi olarak başladı ve bu üniversite de küçük aralıklar dışında emekli olduğu
1973 yılına kadar hoca olarak çalıştı. Parsons ‘ un ilk Harvard yıllarında üniversitede bir
sosyoloji bölümü yoktu . Ta ki 1931 yılına kadar . Bu yılda Harvard
Üniversitesi ‘ nde sosyoloji bölümü oluşturuldu ve Parsons bu bölümün iki
kurucusundan birisi oldu . Daha sonra profesör olan Parsons 1946 yılında
Amerikan Sosyoloji Derneği ‘ ne başkan seçildi. Bu tarihten sonra yaptığı
çalışmalarla Harvard ‘ daki Sosyal Bilimler Bölümü ‘ nün sosyoloji , antropoloji ve psikoloji
bölümleriyle disiplinler arası bir bölüm olmasına aracı oldu . 1973 yılında
yine Harvard Üniversitesi ‘ nden emekli olan Parsons 1979 ‘ daki ölümüne kadar
çeşitli üniversitelerde misafir hoca olarak dersler verdi .
Talcott Parsons birçok önemli sosyolojik
teoriler geliştirilmesinde önemli bir rol oynadı. Öncelikle medikal sosyoloji
"hasta rolü" teorisini psikanaliz ile birlikte geliştirilmiştir.
Hasta rolü ; hasta olma, onun sosyal
yönlerini ve onunla birlikte gelen ayrıcalık ve yükümlülüklerini ilgilendiren
bir kavramdır. Parsons aynı zamanda bir teorik
çerçeve içine farklı sosyal bilimler entegre eden bir girişimci oldu. Bu ise "Büyük Teorisi" nin gelişiminde
önemli bir rol oynadı. Onun ana hedefi insan ilişkileri üzerine tek bir evrensel teori oluşturmak için birden
fazla sosyal bilim disiplinleri kullanmak oldu. Parsons genellikle etnosantrik yani kendi kültürünü merkeze alarak diğer
kültürleri ve kültürel pratikleri kendi kültürünün değer yargılarına göre
değerlendirmekle suçlanıyordu. Anlaşılsın diye mesela İspanyolların boğa
güreşlerinde boğalara olan tavırlarını kendi etnimizin gözünden bakıp hayvan
katli gibi algılamak veya tersi kurban bayramlarında kurban kesen Müslümanlara
diğerlerinin hayvan katli yapıyorlar düşüncesiyle bakmaları
örneklendirilebilir. Ne kadar suçlansa da o zamanlar Parsons işlevselcilik ve neo evrimcilik üzerine
yaptığı katkılarla bilinen cesur ve yenilikçi bir sosyolog olarak tanınmıştır.
Hayatı boyunca 150 den fazla kitap ve makaleleri yayınlanmıştır.
Parsons, 1927 yılında Helen Bancroft Walker
ile evlenmiş ve üç çocuğu vardır.
F.
Önemli eserleri :
Sosyal
Eylem Yapısı (1937)
Sosyal
Sistem (1951)
Sosyolojik
Teoride Denemeler (1964)
Toplumlar:
Evrimsel ve Karşılaştırmalı Perspektifler (1966)
Siyaset
ve Sosyal Yapısı (1969)
2. TEMEL SOSYOLOJİK YAKLAŞIMI ve
TOPLUM GÖRÜŞÜ :
İşlevselci yaklaşımı incelemeye Parsons
ile başlamak demek klasik sosyologlar Weber , Durkheim ve Marx ı unutmadan geçici bir süre bir
kenara bırakıp daha yeni bir anlayışa bakmak demektir.Peki Parsons a kadar
işlevselcilik nasıl gelişmişti ? Şimdi kısaca buna bakalım:
Weber, en ünlü çalışmalarından birisi
olan Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu adlı eserinde kapitalizm gibi bir
ekonomik düzenleme biçiminin oluşumunda düşünsel ve dinsel nitelikte
faktörlerin nasıl önemli bir rol oynadığını göstermeye çalışır.İşlevselcilik
olarak adlandırılan yaklaşım modern sosyolojide oldukça önemli bir yere sahiptir.İşlevselcilik
sosyolojide ilk olarak 19. yüzyılda Durkheim'ın çalışmalarında şekillenmiştir.
Bu açıdan işlevselcilik toplumsal yaşamın incelenmesinde pozitivist sosyal
bilim anlayışına dayalı bir yöntem benimsemiştir. Yirminci yüzyılda önce sosyal
antropolojide A. R. Radcliffe-Brown (1881-1955) ile Bronislaw Malinowski
(1884-1942) tarafından geliştirilen işlevselcilik, daha sonra Amerikan
sosyolojisinde, özellikle Talcott Parsons ve Robert K. Merton tarafından
geliştirilmiştir. İşlevselcilik toplumu birbiri ile bağlantılı parçalardan
oluşan bir sistem olarak ele alır. Durkheim'ın toplumu biyolojik benzeşmeye
dayanarak açıklamaya çalıştığını hatırlayalım. Modern sosyolojideki
işlevselcilik de toplumu öz düzenlemeye (self-regulation) sahip olan bir sistem
olarak ele alır. Bu ise, biyolojik bir sistem gibi, toplumun kendini koruma ve
dengede olma gibi doğal bir eğilime sahip olması demektir. Bir başka ifadeyle
öz düzenleme topluma çevredeki değişime karşı kurumlarını yeniden düzenleyerek
dengesini koruma ve tekrar etkin şekilde işleme imkânı sağlar.
İşlevselciler biyolojik sistem gibi
toplumsal sistemin de hayatta kalabilmesi için karşılanması gereken bazı temel
gereksinimleri olduğunu düşünürler. Bu gereksinimler modern sosyolojide
işlevselciliğe sistem yaklaşımı çerçevesinde önemli katkılar sağlayan ve bir
bakıma işlevselciliğin yapısal-işlevselcilik olarak da anılmasına yol açan
Talcott Parsons (1902-1979) tarafından sınıflandırılarak tanımlanır.Yani
sosyoloji kitaplarımızda geçen Yapısal İşlevsel tabiri Parsons ile birlikte
sosyoloji literatürüne giriş yapmıştır . Durkheim gibi Parsons ta toplumsal
düzenin sorunları ile ilgilendi . Parsons kendi çıkarları peşinden koşan
bireylerden oluşan toplumda nasıl böyle düzenli kalınabiliyor gibi önemli bir
sorunun cevabını araştırmış ve uygulamada insanların işbirliği yapmaları ve
böylece birbirlerine topluca entegre olmaları gerektiği ve bunun toplumun değer
yargıları ile önde gelen aktörlerinden kaynaklandığı sonucuna varmıştır. Kısaca
normlar ve değerler toplumsal düzenin temelini oluşturur. Ona göre insanlar
çevrelerindeki insanlarla belirginleşen normlar ve kendi değer yargıları
çerçevesinde hareket etmektedirler. Parsons insanların kendi menfaatleri ve
mutlulukları peşinde koşarlarken endişe taşımadıklarını belirterek tersine
aralarında güçlü bir anlaşma olduğunu , işbirliği içinde birbirlerine yardımcı
olduklarını belirtmiştir.Yani istekler rastgele ve oldukça fazla fakat düzen hala devam etmekte , düzeni sağlayan ortak
değerler ve normlar bireylerin motivasyon sistemlerinde içselleştirilmiş
durumdadır. İnsanların davranışları toplumsal değerler tarafından doğru ,
yanlış , uygun değil gibi sözlerle etiketlenir. Buna göre normatif düzenleme
olmadan toplumda kaos , anomi , düzensizlik gibi sosyal bozukluklar
olacaktır.Bireysel eylem üzerindeki
kısıtlamaların bir sistem içinde yapılması gerekir. Parsons ‘ un en
tartışmalı yönü yapısal işlevsel modele toplumun parçası olan çeşitli sosyal
süreçler ve sosyal kurumların işlevini eklemek olmuştur. Genel olarak Parsons
toplumun düzgün işleyişi için ortak değerler ve normlar , aile kamu kurumları ve
benzeri grupların katkıları üzerinde durmuştur. Yani bir biyolojik bakış
açısına sahiptir. Parsons ‘ un bu bölümde Weber ‘ i hatırlattığını görüyoruz ,
bürokrasi işlevselliği ve devamlılığı güçlendiren bir sebep oluyor.
3. METODOLOJİSİ :
Talcott Parsons, yoğun biçimde Durkheim,
Max Weber'den etkilendi ve çalışmalarının çoğuna onların kuramlarını
sentezledi. Parsons'un isteği temel bir toplumsal kuram geliştirmekti, fakat O,
birey ve eylem üzerine tartışarak işe başladı. O 'sosyal sistemin bireylerin
faaliyetlerinden oluştuğunu' ifade etti.Onun çıkış noktası bireyler arasındaki
karşılıklı etkileşimdi.Bireyler, davranışlarını nasıl şekillendirecekleri ile
ilgili çeşitli seçimler ile yüz yüze bırakılırlar. Ancak, bu seçimler sosyal ve
fiziksel faktörler tarafından koşullandırılır ve etkilenir. Persons, her bir
bireyin beklentilerinin olduğunu ve bu beklentilerin diğer bireyler tarafından
etkilenmiş olduğunu etiketlemektedir. Parsons
sosyolojisi az ampirik içeriği ile öncelikle teorik olmuştur . O , kendi fikir
ve yorumları ile klasik sosyologlara entegre olarak makaleler yazmış fakat Marx ,Weber ve Durheim ‘ in aksine sosyolojik
çalışma ve sosyal bilimler için bir metodoloji ortaya koymak yerine bütün
sosyal bilimlerden faydalanarak teorik bir çerçeve oluşturmaya çalışmıştır.
4. TOPLUM TİPOLOJİSİ :
Yapısal işlevselci yaklaşıma göre
toplumun çekirdeği bireydir. Toplumun alt sistemleri bireylerin bir aradalığı
ile oluşur. Tek tek bireylerin bütünlüğü alt sistemleri, alt sistemlerin
işlevsel bütünlüğü ise sistemi meydana getirir. Birey, toplumsal bir rol
içerisinde ele alınır ve yapısal işlevselcilik bu role sahip bireye rol
oyuncusu ya da "aktör" demektedir ( Parsons ‘ un Ann Doe örneği –
Ruth A. Wallace ) Birey aynı zamanda sahip olduğu role uygun bir
statü içerisinde yer alır ve rol kavramı statü ile birlikte anlam kazanır.
Durkheim büyük oranda Auguste Comte'un organizmacı pozitivizminden dayanak
bularak toplumsal yapıyı organizma benzeri bir hal ile açıklamıştır. Yapısal
işlevselci yaklaşımın en büyük temsilcilerinden Talcott Parsons'a göre de bu
örnekten yola çıkılabilir.
5. TOPLUMSAL DEĞİŞME ANLAYIŞI :
Toplumsal değişme, Parsons'un belirttiği
şekilde, toplumsal sistemin bir bütün halinde çalıştığı ve bu bütünün karmaşık
yapısının kendi içerisinde bir uyumu barındırdığı savından yola çıkılarak
değerlendirilmektedir. Sistem, kusursuz biçimde işleyebilmenin yöntemlerini
kendine has biçimde meydana getirmektedir. Herhangi bir
"kusursuzluk"tan sapma hali, hızlı biçimde tekrar düzenli hale geçişi
ve uyumu ardında taşır.Parsons'a göre yapısal işlevselci kuramsal perspektif
ile bağlantılı olarak dört görünüm
ışığında toplumsal değişim tartışılabilir:1)Farklılaştırma2)Uyumlu
yükseltme3)Kapsama4)Gerçek değerleme
Toplumun değişirken bütünlüğünün korunması
böylece dağılmasının önüne geçilmesi gereklidir . Çoğunlukla değişim bu çizgide
uzun süre ile istenmese de ileri doğru bir değişimin yine toplumu dağıtmayacak
tam tersine birleştirici roller üstlenecek bir takım faktörlerin oluşmasıyla
veya icad edilmesiyle olması beklenmektedir . Bu bağlamda Weber ‘ in bürokrasi
icadı buna örnek olabilecektir .
6. KAYNAKÇA :
Ritzer, George (2004) Modern
Sociological Theory, Mc Graw Hill, 6th. Ed. USA.
Wallace Ruth A.& Wolf Alison ,
(2012) Çağdaş sosyoloji Kuramları
Johnson, A.G. (2000). The Blackwell Dictionary
of Sociology. Malden, MA:
Blackwell Publishing.
Biography of Talcott Parsons.
Accessed March 2012 from
Kongar, Emre, "Toplumsal
Değişme", Remzi Kitabevi, , İstanbul ,1985.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder