Hazırlayan : Ersan Demirdalıç
PETER BLAU ve SOSYOLOJİK KATKILARI :
A. Kısa Hayat Hikayesi ve Eserleri :
7 Şubat 1918’ de Avusturya’ nın
başkenti Viyana’ da doğdu. 1939 yılında
ABD’ ye göç etti ve 1943 yılında ABD vatandaşı oldu. 1942 yılında Elhmurst
College’ den lisans derecesini aldı. İkinci Dünya Savaşı’ ndan sonra 1952
yılında Columbia Üniversitesi’ nden doktora derecesi alarak eğitimini
tamamladı.
Blau biçimsel örgütler üzerine
çalışmalarıyla tanındı ve bu konuda 2002’ deki ölümüne kadar düzenli olarak
çalışmalar ve katkılar yaptı. 1967 yılında yazmış olduğu Amerikan Meslek Yapısı
adlı eseri ile de tanınmıştır. Bu çalışmasında toplumsal tabakalaşmadan bahsetmektedir. Blau’ nun
sosyolojiye katkısı iki ayrı kuramsal yaklaşıma yapmış olduğu katkıdır. 1964
yılında çıkardığı Toplumsal Yaşamda Alışveriş ve İktidar adlı kitabında çağdaş
alışveriş kuramından bahsetmiştir. Bu eserinde Blau , küçük ölçekli alışveriş
kuramını kabul ederek , bunu daha büyük ölçekli konulara uygulamaya
çalışmıştır. İkinci olarak yapısal kuramı açıklığa kavuşturmak ve genişletmek
için tasarlanmış bir takım makale ve kitap yayımlamıştır. Blau 12 Mart 2012’ de
öldü.
Önemli Eserleri : Fırsatların Yapısal
Bağlamları , Toplumsal Çevrelerin Kesişimi , Toplumsal Yaşamda Alışveriş ve
İktidar sayılabilir.
B. Temel Sosyolojik Yaklaşımı ve
Çalışmalarında Öne Çıkan Kavramlar : En önemli temsilcileri;
George C. Homans ve Peter Blau’dur. Sosyal alışveriş teorisi, ekonomi,
antropoloji ve psikoloji ile ilgilidir. Bu teori; Adam Smith, David Ricardo,
John Mill, Bentham’ın “yararcılık”, Bronislaw Malinowski’nin “alışveriş
psikolojizmi”, Marcel Mauss’un “yapısalcılığı” ve Levi Strauss’un
“yapısalcılığına”, Skinner’in “psikolojik davranışçılık” anlayışına dayanır.
Sosyal alışveriş kuramcıları, sosyal etkileşimin ekonomik alışverişe benzer
olduğunu düşünmüşlerdir. Sosyal hayatta da alışveriş ve onun mantığı
geçerlidir. Ekonomik alışveriş ile sosyal alışverişin benzer ve farklı
yönlerini ortaya koyan ilk filozof Aristoteles’tir. Aristo, ekonomik alışveriş
ile sosyal alışverişin temelde aynı şey olduğunu söyler. Ekonomik etkinliklerde
veren ile alan arasında bir ilişki, etkileşim vardır. Bu ilişki, etkileşim
sosyal hayatta da aynı şekilde meydana gelir. İkisinde de iki taraf vardır ve
iki taraf da kendi çıkarını, kârını düşünür, Aristo, sosyal ve ekonomik
alışverişin farklı bir yönünden de bahseder: Ekonomik alışverişte koşullar önce
belirlenirken; sosyal alışverişte böyle bir durum olmaz. Sosyal alışveriş
teorisinin arka planında antropologların etkisini görmek mümkündür. Bronislav
Malinowski, Levi-Strauss ve Marcel Mauss bunlardan önemli olanlarıdır.
Şimdi alışveriş
teorisyenlerinin bu konudaki açılımlarını kısaca özetledikten sonra Blau
üzerinde daha geniş bir bakış açısıyla duralım :
Malinowski’ye göre;
Birbirini tanımayan kabilelerin mal değiş-tokuşu, zamanla sosyal iletişim ve
etkileşimi arttırır. Bu ekonomik alışverişler zamanla bireyler arasındaki
ilişkiyi, etkileşimi arttırır ve geliştirir.
Levi-Strauss ise;
düşman olan ve birbirlerini yok etme savaşı veren kabilelerin bile, karşılıklı
kız alıp verme süreci ile barıştıklarını ve bunun çok önemli bir sosyal ilişki
süreci olduğunu ifade etmiştir.
Marcel Mauss ise;
“Armağan” adlı eserinde; İlkel kabilelerde alma-vermenin, özellikle de armağan
alma vermenin sosyal ilişkileri geliştirdiğini söyler. Ancak sosyal ilişkilerde
alınıp verilen armağanların birbirine eş değer olmaları gerekmektedir; aksi
takdirde güç ve statü farklılaşması ortaya çıkar. Armağanlarda bir denklik
olmalıdır.” der.
Skinner’in Davranışçı
Psikolojisi’ne göre ise; İnsan davranışlarının gerisinde
ödül edinme eğilimi vardır. İnsanlar, ödül getiren davranışları sergilerler.
Sosyal alışveriş teorisinin arka
planında Rasyonel Seçim Teorisi bulunmaktadır.
Rasyonel Seçim Teorisi:
Adam Smith ve Ricardo’nun görüşlerine dayanır. Bu teori, bireyleri sosyal
yaşamda tıpkı ekonomik ilişkilerde olduğu gibi akılcı eylemde bulunan ve kendi
çıkarlarının peşinde koşan varlıklar olarak kavramsallaştırır. Bu teori, akıl,
çıkar, eylem gibi terimlerden örülmüştür. Bütün bireyleri amaçlı ve kararlı
aktörler olarak görür. Sosyal yaşamda bireyleri, rasyonel karar verici olarak kabul
eder. Teori, insanların rasyonel olduklarını ve hareketlerini, amaçlarına
ulaşmakta etkili gördükleri araçlara dayandırdıklarını kabul eder. Rasyonel
seçim teorisi, bireylerin eylem ve ilişkilerini anlama ve çıkarlarını en üst
seviyeye taşıma anlayışı üzerine inşa edilmiştir. Kapitalist ekonominin
yasaklarının sosyal hayatın her alanında geçerli olduğunu iddia eder. Yani
birey, pazarda mal alırken nasıl rasyonel davranıyorsa, sosyal hayatta da öyle
davranır, kendi kazançlarını arttırmanın yolarını arar, kayıplarını en aza
indirmek için çaba sarfederler. İnsanlar
kendileri için en rosyonel olanı seçerler.
RasyonelSeçim
Teorisine göre üç tür seçimle karar veririz: Riskli olmayan seçim, Riskli seçim
ve Belirsizlik durumu.
George C. Homans’ın ödül üzerine 5
önermesi vardır;
1.Başarı
Önermesi
2.Uyaran
Önermesi
3.Değer
Önermesi
4.Doyumsuzluk
– Mahrumiyet Önermesi
5.Saldırganlık
– Onama Önermesi
Blau’ nun amacı şu temel soruya cevap aramak
olmuştur : toplumsal yaşamın insanlar arasında giderek artan
karmaşık birliktelik yapıları içinde nasıl örgütlü hale geldiğidir. Blau
böylece Homans’ ın yapamadığı karmaşık yapıların çözümlemesine girişmiştir. Blau,
kişiler arası alışverişten toplumsal yapıya ve toplumsal değişime yol açan
birbirini izleyen dört aşamalı bir dizi hayal etti :
1.
İnsanlar
arasındaki kişisel alışveriş işlemleri
2.
Statü
ve iktidarın farklılaşmasına neden olur
3.
Meşrulaştırma
ve örgütlenmeye yol açar
4.
Muhalefet
ve değişimin tohumunu eker
Blau , psikolog
olan Skinner tarafından ortaya atılan ve daha sonra Homans tarafından
geliştirilen toplumsal alışveriş psikolojisi ve
bireylerin birbirlerine karşı çekiciliği ve çeşitli ödüllere duyulan
istekler üzerinde çalışmıştır. İnsanları birleşmeye iten cazibe nedir ?
Sorusuna karşılık Blau bireyler içsel ve dışsal ödüllerin beklentisiyle
alışverişe ilgi duyarlar diye vermiştir. Blau tüm davranışların toplumsal
alışverişle çözümlenebileceği üzerinde dururken diğer insanlar davranışlarının
toplumsal alışveriş kuramına göre düzenlenmediğini belirtmektedirler. Blau’ ya
göre insanları toplumsal alışverişe götürecek iki yol vardır ; 1. Davranışların
yalnızca diğer insanlarla etkileşim yoluyla gerçekleştirilecek amaçlara doğru
yönlendirilmeli , 2. Davranış bu amaçların gerçekleştirilmesini daha da ileriye
götürecek araçları uyarmalıdır. Bu
amaçlar dışsal ya da içsel ödüller şeklinde olabilir. Blau buraya kadar Homans
ile aynı fikirdedir , bundan sonra Homans’ ın mikro kuramsal vurgusunun ötesine
geçer. Hem Blau hem de Homans küçük gruplar içinde bulunan bireylerin çeşitli
ödüllere olan ilgileri sebebiyle beraber yaşamaya yönelmekte olduklarını ortak
bir söylemde belirtebilirler. Fakat büyük örgütlerin bu şekilde açıklaması
mümkün değildir. Blau Homans’ tan bu konuda ayrışmaktadır. Blau büyük
örgütlerin ortaya çıkışı üzerinde durarak Homans’ dan ayrılmıştır. Bu durumda
basit gruplardaki ilişkiler ile daha karmaşık gruplardaki sistemlerin gelişimi
açıklanacaktır. Grup oluşumunun başlangıç aşamalarında grup üyeleri değer
yargılarını ortaya koyarlar Üyelerin gruba farklılaşmış değerler katmasıyla
beraber statülerdeki farklılaşma oluşmaya başlar. Üyeler grubun amaçlarını benimser ve ödüller elde ederlerse
bazıları geri çekilip elindeki pozisyonları başkalarına devredebilirler.
Farklılaşma ortaya çıktığında eşit olmayan statülerin toplumsal bütünleşmeye
ihtiyacı ortaya çıkar. Bu gereksinim grup üyelerinin üstünlük yarışından
vazgeçip arkadaşlık bağları kurdukları zaman karşılanır. Bu durum grubu
güçlendirir. Ancak tabakalaşma gerçekleştiği zaman grubun devamlılığı genel
olarak güç ile sağlanır.
Gücün Farklılaşması : Blau gücü “kişi ya da grupların kendi
isteklerini başkalarına ödül ve ceza uygulamaları yoluyla empoze etmeleri”
şeklinde tanımlar. Blau grup içi ve gruplar arası dengesizliği çözümlemek için
Richard Emerson’ un şemasından yola çıkmaktadır. Buna göre :
1.
Bireyin karşısında olanlar bireyin
elinde yapabileceği hizmeti sunmasına sebep olabilecek yetide hizmet
verebilirlerse o zaman karşılıklı alışveriş sağlanmış olur.
2.
Katılımcılar değişse bile onları
alışverişe götürecek başka yerlerden gereksinme duydukları hizmetleri
edinebilirler.
3.
İnsanlar kişiyi hizmet etmeye
zorlayabilirler. Bu şekilde hizmet elde etmeyi başaranlar sunanlar üzerinde
baskı kurarlar.
4.
Bireyler bu hizmet olmadan yaşamayı
veya yerine başka bir hizmet bulmayı öğrenebilirler.
Bu
dört alternatif kişiler için toplumsal bağımlılık durumlarını gösterir. Şayet
hizmet isteyen kişiler alternatiflerden birisi ile isteklerini
karşılayamayacaklarsa hizmet sağlayanın isteklerini onaylamaktan başka
seçenekleri yoktur. Hizmeti sunan kişinin bu konumunu koruması için hizmetinin
karşılığında önerilen kazanca ilgisi kalması ve başka alternatif hizmet nsunucuları
engellemesi gerekmektedir. Böylece gücün farklılaşması kıt kaynakların
sonucudur. Bu mücadelenin sonucu tabakalaşmadır. İnsanları emirlere uymaya
zorlama ya da baskı yapma diye tarif edilebilecek olan gücün bazı sorunlar
yarattığı aşikardır. Zorlama ve baskı yapma karşı bir direnç doğurabilir. Bu da
toplumda güç çatışmalarına sebep olabilir. Bu çatışmaların dozu minimumda
tutulabilmelidir. Düzgün işleyişin sağlanabilmesi için bağımlı olanların güce
gönüllü olarak uymaları ve saygıyla
görevlerini yerine getirmeleri gerekir. Güç sahipleri baskı düzeyini mümkün
mertebe minimum düzeyde tutmalıdırlar. Bu sebeple gruplar içinde kullanılan
güçlerin çeşitli yollarla meşrulaştırılması gerekir. Yasal güç kısaca otorite
demektir ve yasalarla gücü kullanacak kişi ya da kişilere bir hak olarak
verilmiştir. Bu durumda bağımlılar gönüllü olarak güce tabi olmaktadırlar. Otorite
bir ortaklık içinde belirlenmiş davranışların genel norm ya da kurallarına
dayanır. Böylece hem yönetenler hem de bağımlılar kurallara uyarak birbirlerini
idare eder ve grup sağlıklı bir şekilde yol alır.
C. Toplumsal Değişimin Güçleri : Blau’ ya göre toplumsal
yapı içinde alışverişin diyalektik sürecinde anlam kazanan kalıcı ve karşı
düzenlemeler vardır. Bu güçler : İkilemler , farklılaşma, dinamikler ve
diyalektik süreçler olmak üzere dört başlık altında incelenebilir. Her iki
tarafta ilişkileri koruma yönünde hareket etseler de ödüllerin değeri düşmeden
önce ne kadar önerileceği yönünde bir ikilem vardır. Ödüllerin çok sık ve
kolaylıkla verilmesinin onların değerini düşüreceği yönünde bir şüphe vardır.
Örneğin çok nadir sevgisini başkasına gösteren kişinin sevgisi çok değerlidir. Bir
başka ikileme toplumsal davranışların pek çok sonuçları olmasından kaynaklanır.
Blau’ ya göre ikilemler statüde
farklılaşmalara yol açabilir. Bu bazı ikilemleri çözerken yeni diyalektik
değişme güçleri oluşturur. Alışveriş kuramcıları kıt kaynaklar üzerinden
yapılan mücadelenin bu kaynakların farklı paylaşımına yol açtığını ileri
sürerler. Bunlar topluluğun değişik bireylerinden beklenen değerlendirilen
katkılara göre yapılır. Bu farklılaşmaları liderlik paylaşımı takip eder. Farklılaşmış
toplumsal yapı durağan değildir. Organize edilmiş toplumsal yaşamın
dinamiklerinin kaynağı karşıt güçlerdedir. Toplumsal yaşamda pek çok çatışan
güç vardır. Bu diyalektik denen şeydir. Karşıt durumların toplumsal yapıda
istikrarlaştırıcı etkisi vardır. Bu durum dengesizliğe de sebep olabilir.
Azınlık bir grubun içinde bulunan bir kişi ayrıcalıklı bir muameleye tabi
tutuluyorsa bu çoğunluk gruplarının aynı kıt kaynaklar üzerinde yarışan üyeleri
arasında bir karşıtlık oluşturur. Blau toplumsal değişmenin kazanılmış çıkar ve
güçlerin karşı koyması, geleneksel değerler, yerleşmiş örgütlenmeler , ve uzun
ömürlü kurumlar sebebiyle yavaş olduğunu açıklar. Durağanlığın güçleri ve
toplumsal değişmenin engelleyicileri oldukça güçlüdür.
D. Kaynakça :
Çağdaş
Sosyoloji Kuramları – Margaret M. Poloma
Sosyloji
Kuramları – George Ritzer
Wikipedia
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder