25 Ocak 2015 Pazar

Peter Blau



                                                                                                    Hazırlayan : Ersan Demirdalıç

PETER BLAU ve SOSYOLOJİK KATKILARI :
A.    Kısa Hayat Hikayesi ve Eserleri :
          7 Şubat 1918’ de Avusturya’ nın başkenti  Viyana’ da doğdu. 1939 yılında ABD’ ye göç etti ve 1943 yılında ABD vatandaşı oldu. 1942 yılında Elhmurst College’ den lisans derecesini aldı. İkinci Dünya Savaşı’ ndan sonra 1952 yılında Columbia Üniversitesi’ nden doktora derecesi alarak eğitimini tamamladı.
          Blau biçimsel örgütler üzerine çalışmalarıyla tanındı ve bu konuda 2002’ deki ölümüne kadar düzenli olarak çalışmalar ve katkılar yaptı. 1967 yılında yazmış olduğu Amerikan Meslek Yapısı adlı eseri ile de tanınmıştır. Bu çalışmasında toplumsal  tabakalaşmadan bahsetmektedir. Blau’ nun sosyolojiye katkısı iki ayrı kuramsal yaklaşıma yapmış olduğu katkıdır. 1964 yılında çıkardığı Toplumsal Yaşamda Alışveriş ve İktidar adlı kitabında çağdaş alışveriş kuramından bahsetmiştir. Bu eserinde Blau , küçük ölçekli alışveriş kuramını kabul ederek , bunu daha büyük ölçekli konulara uygulamaya çalışmıştır. İkinci olarak yapısal kuramı açıklığa kavuşturmak ve genişletmek için tasarlanmış bir takım makale ve kitap yayımlamıştır. Blau 12 Mart 2012’ de öldü. 
Önemli Eserleri :   Fırsatların Yapısal Bağlamları , Toplumsal Çevrelerin Kesişimi , Toplumsal Yaşamda Alışveriş ve İktidar  sayılabilir.
B.     Temel Sosyolojik Yaklaşımı ve Çalışmalarında Öne Çıkan Kavramlar : En önemli temsilcileri; George C. Homans ve Peter Blau’dur. Sosyal alışveriş teorisi, ekonomi, antropoloji ve psikoloji ile ilgilidir. Bu teori; Adam Smith, David Ricardo, John Mill, Bentham’ın “yararcılık”, Bronislaw Malinowski’nin “alışveriş psikolojizmi”, Marcel Mauss’un “yapısalcılığı” ve Levi Strauss’un “yapısalcılığına”, Skinner’in “psikolojik davranışçılık” anlayışına dayanır. Sosyal alışveriş kuramcıları, sosyal etkileşimin ekonomik alışverişe benzer olduğunu düşünmüşlerdir. Sosyal hayatta da alışveriş ve onun mantığı geçerlidir. Ekonomik alışveriş ile sosyal alışverişin benzer ve farklı yönlerini ortaya koyan ilk filozof Aristoteles’tir. Aristo, ekonomik alışveriş ile sosyal alışverişin temelde aynı şey olduğunu söyler. Ekonomik etkinliklerde veren ile alan arasında bir ilişki, etkileşim vardır. Bu ilişki, etkileşim sosyal hayatta da aynı şekilde meydana gelir. İkisinde de iki taraf vardır ve iki taraf da kendi çıkarını, kârını düşünür, Aristo, sosyal ve ekonomik alışverişin farklı bir yönünden de bahseder: Ekonomik alışverişte koşullar önce belirlenirken; sosyal alışverişte böyle bir durum olmaz. Sosyal alışveriş teorisinin arka planında antropologların etkisini görmek mümkündür. Bronislav Malinowski, Levi-Strauss ve Marcel Mauss bunlardan önemli olanlarıdır.
           Şimdi alışveriş teorisyenlerinin bu konudaki açılımlarını kısaca özetledikten sonra Blau üzerinde daha geniş bir bakış açısıyla duralım :
Malinowski’ye göre; Birbirini tanımayan kabilelerin mal değiş-tokuşu, zamanla sosyal iletişim ve etkileşimi arttırır. Bu ekonomik alışverişler zamanla bireyler arasındaki ilişkiyi, etkileşimi arttırır ve geliştirir.
Levi-Strauss ise; düşman olan ve birbirlerini yok etme savaşı veren kabilelerin bile, karşılıklı kız alıp verme süreci ile barıştıklarını ve bunun çok önemli bir sosyal ilişki süreci olduğunu ifade etmiştir.
Marcel Mauss ise; “Armağan” adlı eserinde; İlkel kabilelerde alma-vermenin, özellikle de armağan alma vermenin sosyal ilişkileri geliştirdiğini söyler. Ancak sosyal ilişkilerde alınıp verilen armağanların birbirine eş değer olmaları gerekmektedir; aksi takdirde güç ve statü farklılaşması ortaya çıkar. Armağanlarda bir denklik olmalıdır.” der.
Skinner’in Davranışçı Psikolojisi’ne göre ise; İnsan davranışlarının gerisinde ödül edinme eğilimi vardır. İnsanlar, ödül getiren davranışları sergilerler.
          Sosyal alışveriş teorisinin arka planında Rasyonel Seçim Teorisi bulunmaktadır.
Rasyonel Seçim Teorisi: Adam Smith ve Ricardo’nun görüşlerine dayanır. Bu teori, bireyleri sosyal yaşamda tıpkı ekonomik ilişkilerde olduğu gibi akılcı eylemde bulunan ve kendi çıkarlarının peşinde koşan varlıklar olarak kavramsallaştırır. Bu teori, akıl, çıkar, eylem gibi terimlerden örülmüştür. Bütün bireyleri amaçlı ve kararlı aktörler olarak görür. Sosyal yaşamda bireyleri, rasyonel karar verici olarak kabul eder. Teori, insanların rasyonel olduklarını ve hareketlerini, amaçlarına ulaşmakta etkili gördükleri araçlara dayandırdıklarını kabul eder. Rasyonel seçim teorisi, bireylerin eylem ve ilişkilerini anlama ve çıkarlarını en üst seviyeye taşıma anlayışı üzerine inşa edilmiştir. Kapitalist ekonominin yasaklarının sosyal hayatın her alanında geçerli olduğunu iddia eder. Yani birey, pazarda mal alırken nasıl rasyonel davranıyorsa, sosyal hayatta da öyle davranır, kendi kazançlarını arttırmanın yolarını arar, kayıplarını en aza indirmek için çaba sarfederler.  İnsanlar kendileri için en rosyonel olanı seçerler.
RasyonelSeçim Teorisine göre üç tür seçimle karar veririz: Riskli olmayan seçim, Riskli seçim ve Belirsizlik durumu.
George C. Homans’ın ödül üzerine 5 önermesi vardır;
1.Başarı Önermesi
2.Uyaran Önermesi
3.Değer Önermesi
4.Doyumsuzluk – Mahrumiyet Önermesi
5.Saldırganlık – Onama Önermesi
 Blau’ nun amacı şu temel soruya cevap aramak olmuştur : toplumsal yaşamın insanlar arasında giderek artan karmaşık birliktelik yapıları içinde nasıl örgütlü hale geldiğidir. Blau böylece Homans’ ın yapamadığı karmaşık yapıların çözümlemesine girişmiştir. Blau, kişiler arası alışverişten toplumsal yapıya ve toplumsal değişime yol açan birbirini izleyen dört aşamalı bir dizi hayal etti :
1.      İnsanlar arasındaki kişisel alışveriş işlemleri
2.      Statü ve iktidarın farklılaşmasına neden olur
3.      Meşrulaştırma ve örgütlenmeye yol açar
4.      Muhalefet ve değişimin tohumunu eker
          Blau , psikolog olan Skinner tarafından ortaya atılan ve daha sonra Homans tarafından geliştirilen toplumsal alışveriş psikolojisi ve  bireylerin birbirlerine karşı çekiciliği ve çeşitli ödüllere duyulan istekler üzerinde çalışmıştır. İnsanları birleşmeye iten cazibe nedir ? Sorusuna karşılık Blau bireyler içsel ve dışsal ödüllerin beklentisiyle alışverişe ilgi duyarlar diye vermiştir. Blau tüm davranışların toplumsal alışverişle çözümlenebileceği üzerinde dururken diğer insanlar davranışlarının toplumsal alışveriş kuramına göre düzenlenmediğini belirtmektedirler. Blau’ ya göre insanları toplumsal alışverişe götürecek iki yol vardır ; 1. Davranışların yalnızca diğer insanlarla etkileşim yoluyla gerçekleştirilecek amaçlara doğru yönlendirilmeli , 2. Davranış bu amaçların gerçekleştirilmesini daha da ileriye götürecek araçları uyarmalıdır.  Bu amaçlar dışsal ya da içsel ödüller şeklinde olabilir. Blau buraya kadar Homans ile aynı fikirdedir , bundan sonra Homans’ ın mikro kuramsal vurgusunun ötesine geçer. Hem Blau hem de Homans küçük gruplar içinde bulunan bireylerin çeşitli ödüllere olan ilgileri sebebiyle beraber yaşamaya yönelmekte olduklarını ortak bir söylemde belirtebilirler. Fakat büyük örgütlerin bu şekilde açıklaması mümkün değildir. Blau Homans’ tan bu konuda ayrışmaktadır. Blau büyük örgütlerin ortaya çıkışı üzerinde durarak Homans’ dan ayrılmıştır. Bu durumda basit gruplardaki ilişkiler ile daha karmaşık gruplardaki sistemlerin gelişimi açıklanacaktır. Grup oluşumunun başlangıç aşamalarında grup üyeleri değer yargılarını ortaya koyarlar Üyelerin gruba farklılaşmış değerler katmasıyla beraber statülerdeki farklılaşma oluşmaya başlar. Üyeler grubun  amaçlarını benimser ve ödüller elde ederlerse bazıları geri çekilip elindeki pozisyonları başkalarına devredebilirler. Farklılaşma ortaya çıktığında eşit olmayan statülerin toplumsal bütünleşmeye ihtiyacı ortaya çıkar. Bu gereksinim grup üyelerinin üstünlük yarışından vazgeçip arkadaşlık bağları kurdukları zaman karşılanır. Bu durum grubu güçlendirir. Ancak tabakalaşma gerçekleştiği zaman grubun devamlılığı genel olarak güç ile sağlanır.
Gücün Farklılaşması :  Blau gücü “kişi ya da grupların kendi isteklerini başkalarına ödül ve ceza uygulamaları yoluyla empoze etmeleri” şeklinde tanımlar. Blau grup içi ve gruplar arası dengesizliği çözümlemek için Richard Emerson’ un şemasından yola çıkmaktadır. Buna göre :
1.      Bireyin karşısında olanlar bireyin elinde yapabileceği hizmeti sunmasına sebep olabilecek yetide hizmet verebilirlerse o zaman karşılıklı alışveriş sağlanmış olur.
2.      Katılımcılar değişse bile onları alışverişe götürecek başka yerlerden gereksinme duydukları hizmetleri edinebilirler.
3.      İnsanlar kişiyi hizmet etmeye zorlayabilirler. Bu şekilde hizmet elde etmeyi başaranlar sunanlar üzerinde baskı kurarlar.
4.      Bireyler bu hizmet olmadan yaşamayı veya yerine başka bir hizmet bulmayı öğrenebilirler.
Bu dört alternatif kişiler için toplumsal bağımlılık durumlarını gösterir. Şayet hizmet isteyen kişiler alternatiflerden birisi ile isteklerini karşılayamayacaklarsa hizmet sağlayanın isteklerini onaylamaktan başka seçenekleri yoktur. Hizmeti sunan kişinin bu konumunu koruması için hizmetinin karşılığında önerilen kazanca ilgisi kalması ve başka alternatif hizmet nsunucuları engellemesi gerekmektedir. Böylece gücün farklılaşması kıt kaynakların sonucudur. Bu mücadelenin sonucu tabakalaşmadır. İnsanları emirlere uymaya zorlama ya da baskı yapma diye tarif edilebilecek olan gücün bazı sorunlar yarattığı aşikardır. Zorlama ve baskı yapma karşı bir direnç doğurabilir. Bu da toplumda güç çatışmalarına sebep olabilir. Bu çatışmaların dozu minimumda tutulabilmelidir. Düzgün işleyişin sağlanabilmesi için bağımlı olanların güce gönüllü olarak uymaları ve  saygıyla görevlerini yerine getirmeleri gerekir. Güç sahipleri baskı düzeyini mümkün mertebe minimum düzeyde tutmalıdırlar. Bu sebeple gruplar içinde kullanılan güçlerin çeşitli yollarla meşrulaştırılması gerekir. Yasal güç kısaca otorite demektir ve yasalarla gücü kullanacak kişi ya da kişilere bir hak olarak verilmiştir. Bu durumda bağımlılar gönüllü olarak güce tabi olmaktadırlar. Otorite bir ortaklık içinde belirlenmiş davranışların genel norm ya da kurallarına dayanır. Böylece hem yönetenler hem de bağımlılar kurallara uyarak birbirlerini idare eder ve grup sağlıklı bir şekilde yol alır.
C.    Toplumsal Değişimin Güçleri :  Blau’ ya göre toplumsal yapı içinde alışverişin diyalektik sürecinde anlam kazanan kalıcı ve karşı düzenlemeler vardır. Bu güçler : İkilemler , farklılaşma, dinamikler ve diyalektik süreçler olmak üzere dört başlık altında incelenebilir. Her iki tarafta ilişkileri koruma yönünde hareket etseler de ödüllerin değeri düşmeden önce ne kadar önerileceği yönünde bir ikilem vardır. Ödüllerin çok sık ve kolaylıkla verilmesinin onların değerini düşüreceği yönünde bir şüphe vardır. Örneğin çok nadir sevgisini başkasına gösteren kişinin sevgisi çok değerlidir. Bir başka ikileme toplumsal davranışların pek çok sonuçları olmasından kaynaklanır.  Blau’ ya göre ikilemler statüde farklılaşmalara yol açabilir. Bu bazı ikilemleri çözerken yeni diyalektik değişme güçleri oluşturur. Alışveriş kuramcıları kıt kaynaklar üzerinden yapılan mücadelenin bu kaynakların farklı paylaşımına yol açtığını ileri sürerler. Bunlar topluluğun değişik bireylerinden beklenen değerlendirilen katkılara göre yapılır. Bu farklılaşmaları liderlik paylaşımı takip eder. Farklılaşmış toplumsal yapı durağan değildir. Organize edilmiş toplumsal yaşamın dinamiklerinin kaynağı karşıt güçlerdedir. Toplumsal yaşamda pek çok çatışan güç vardır. Bu diyalektik denen şeydir. Karşıt durumların toplumsal yapıda istikrarlaştırıcı etkisi vardır. Bu durum dengesizliğe de sebep olabilir. Azınlık bir grubun içinde bulunan bir kişi ayrıcalıklı bir muameleye tabi tutuluyorsa bu çoğunluk gruplarının aynı kıt kaynaklar üzerinde yarışan üyeleri arasında bir karşıtlık oluşturur. Blau toplumsal değişmenin kazanılmış çıkar ve güçlerin karşı koyması, geleneksel değerler, yerleşmiş örgütlenmeler , ve uzun ömürlü kurumlar sebebiyle yavaş olduğunu açıklar. Durağanlığın güçleri ve toplumsal değişmenin engelleyicileri oldukça güçlüdür.
D.    Kaynakça :
Çağdaş Sosyoloji Kuramları – Margaret M. Poloma
Sosyloji Kuramları – George Ritzer
Wikipedia


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder