Hazırlayan
: Ersan Demirdalıç
ERVING GOFFMAN ve SOSYOLOJİK KATKILARI
A. Kısa Hayat Hikayesi ve Eserleri :
11 Haziran 1922 tarihinde Kanada ,
Alberta’ da doğdu. O yüzyılın başında Kanada’ ya göç etmiş Yahudi bir ailenin
çocuğuydu. Ailesi daha sonra babasının başarılı bir terzilik icra edeceği
Manitoba’ ya taşındı. Goffman 1937 yılında Winnipeg’ teki St. John Teknik Lisesi’ nde eğitim almaya
başladı. 1939’ da Manitoba Üniversitesi’ nde kimya bölümüne geçti. Onun kimya
alanındaki çalışmaları aslında çokta hoşlanmadığı için kesintiye uğradı ve John Grierson tarafından
kurulan Kanada Ulusal Film Kurulu’ nda yani
film endüstrisinde çalışmak için
Ottawa’ ya taşındı. Burada
sosyolojiye merak saldı. Bu sırada Kuzey Amerikalı ünlü sosyolog Dennis Wrong
ile karşılaştı ve onun etkisiyle Manitoba’ daki Üniversiteyi bırakarak Toronto
Üniversitesi’ ne geçti. Bu üniversiteden 1945 yılında sosyolog ve antropolog olarak
lisans derecesiyle mezun olduktan sonra Chicago Üniversitesi’ ne sembolik
etkileşim okuluna geçti. Burada 1949 yılında yüksek lisans ve 1953 yılında
dokrora derecesini aldı. Doktora tezi için, Aralık 1949 dan Mayıs 1951’ e
kadar Shetland Adaları’ nın Unst adasında bulundu. 1952 yılında Angelica
Choate ile evlendi ve 1953 yılında oğulları Thomas dünyaya geldi. Angelica akıl
hastasıydı ve 1964 yılında intihar ederek yaşamına son verdi. Gofmann akademik
kariyerinin dışında iyi bir borsa oyuncusu ve kumarbazdı . Borsadan iyi paralar
kazandı. 1981 yılında Gillian Sankoff ile evlendi ve bu evlilikten kızları
Alice dünyaya geldi. Goffman 19 kasım 1983 yılında mide kanserinden öldü. Kızı
Alice Gofmann’ da bir sosyologtur.
Başlıca Eserleri
: Presentation of Self in Everyday Life, 1956, (“Günlük Yaşamda Özün Sunumu”);
Encoun- ters, 1961, (“Karşılaşmalar”); Asylums, 1961, (“Akıl Hastaneleri”);
Behavior in Public Places, 1963, (“Genel Yerlerde Davranış”); Stigma, 1964,
(“Damga”); Jnterac- tion Ritual, 1967, (“Etkileşim Ayini”); Frame Analysis,
1974, (“Çerçeve Çözümlemesi”^; Gender Advertisements, 1979, (“Cinsiyete Yönelik
Reklamlar”).
B.
Temel
Sosyolojik Yaklaşımı ve Öne Çıkan Temel Kavramlar : Elbette
Chicago Üniversitesi yıllarında gözünü açan Goffman’ ın sembolik etkileşimci
olmasının dışında bir yaklaşıma sahip olması beklenemez , burada Mead ve Blumer’
in etkisinde kalmış olması sebebiyle kendisine has kavramları oluşturana kadar
ilk zamanlarında ve sonuna kadar da sembolik etkileşimci olduğunu söyleyebiliriz.
Goffman kendisi etkilenirken elbette yaptıklarıyla başkalarını da etkilemiştir.
Bunlardan birisi Goffman’ ın İzlenim Yönetimi ve Rol Mesafesi kavramlarını
kendi toplumsal kuramına uygulayan Peter Blau’ dur. Randall Collins Goffman’ ın
birçok fikirlerini Çatışma Sosyoloji adlı kitabına almıştır böylece
etnometodologlara da ilham kaynağı olmuştur. Collins, Goffman’ ın entelektüel bir
payeyi vermiştir.
Dramaturjik Analiz (Benliğin Sunumu
) :
Blumer gibi Goffman’ da Mead’ den etkilenmiştir. Mead’ in benlik kavramı
üzerine çalışmanın farklı bir yorumunu Goffman’ ın Ben’ in Günlük Hayat
İçindeki Sunumu adlı ilk kitabında görmekteyiz. Goffman insanları etkin ve zeki
varlıklar olarak ele alır. Kısaca Benliğin Sunumu adlı ilk eserinde Goffman
insanların kendi hayatlarını sahnede rol yapan aktörler gibi yaşadığını
açıklayarak sosyal etkileşimi analiz eden bir sosyolog olmuştur. Şayet
kendimizi günlük hayat tiyatrosunda neler olup bittiğini gözlemleyen
yönetmenler olarak düşünürsek tam olarak Goffman’ ın dramaturjik analiz dediği
şeyi yapıyoruz demektir. Goffman’ da diğer sembolik etkileşimciler gibi
toplumsal yapı ile değil, yüz yüze etkileşim ile ilgilenmiştir. Yüz yüze
etkileşim Goffman tarafından iki kişinin birbirlerinin hareketleri üzerindeki
karşılıklı etkileri olarak tanımlanır. Bir toplumsal olaydaki bireylerin toplam
etkinlikleri performans olarak adlandırılır. Aktörler bir rutini yani
performans sırasında görülen ve diğer durumlarda da sergilenebilecek olan
önceden belirlenmiş eylem kalıbını oynayan
kişilerdir. Goffman kişinin kendi
rolünde samimi şekilde inandırıcı olabilirken kendi içinde kendi performansı
hakkında şüpheye düşebileceğini söylemektedir. Buna bir doktorun hastasına tam
olarak hastalığı iyileştirme konusunda emin olmamasına rağmen kesinlikle
iyileştireceğini belirtmesi ama kendi içine döndüğünde bu konudaki performansı
hakkında kuşku duyması örneği gösterilebilir. Ve ilerleyen zamanda hastasına
her görüşmelerinde herşeyin düzeleceği konusunda ikna etmeye çalışır. Günlük
etkileşimlerde gösteriyi yapan kişi rolüyle bilinir ve seyirci bu performansı
bekler. Bu performansın iki bölgesi vardır. Birisi Ön bölge diğeri sahne
arkası. Ön bölge kişinin performansının izleyenlere düzenli ve sabit bir
şekilde işleyen bölümüdür. Bu ayrıca görünüş ve biçim olarak daha da
bölünebilecek bir düzenleme de içerir. Bunu anlamak için de doktor örneğini
kullanalım : Doktorlar hastalarından oluşan bir izleyici kitlesine
sahiptirler.Bir doktorun belirli bir
bilgiyi hastalarına iletmek için muayenehanesini nasıl düzenlediğine konsantre
olalım. Doktorları gücü ve saygınlığı ne kadar çok sevdikleri ortada. Bu durum
bir doktorun muayenehanesine girer girmez ortaya çıkmaktadır. İlk olarak doktor
görünmez. Bunun yerine Goffman’ ın sahnenin ön bölgesi denen yerde hasta ,
hastanın doktorla ne zaman görüşeceğine karar veren bir sekreter ile
karşılaşır. İçerideki özel odaya girmeyi sabırsızlıkla bekleyen bir yığın
hastanın bulunduğu bu perdenin önündeki bölgeye yani sahnenin önüne bir kere bakmak herşeyin doktor ve
çalışanların kontrolünde olduğuna dair hiç kuşku bırakmaz. Arka bölge muayene
odası ve doktorun özel ofisidir. Hasta odaya girince tıp kitapları ve
çerçevelenerek asılmış olan diploma ile durumu kontrol altına almak için özel
bilgiye sahip olduğu izlenimi oluşturan birçok dekorla karşılaşır. Doktor daha
büyük boyutta ve görkemli bir masa ve koltıkta otururken hastaya sadece basit
bir sandalye ayrılmıştır. Gelelim doktorun dış görünüşüne ; beyaz önlük, boynundan aşağıya asılmış stetoskop
ve elindeki tıbbi çizelge dekorları oluşturur.
Bu dekorlarla verilen mesaj hastanın bir bakışta doktorun sosyal
statüsünü anlamasını sağlamaktadır. Ardından doktorun kullandığı hastaya
esrarlı gibi gelen oldukça teknik bir dil ile hastanın doktor bey hitabının
yanında doktorun hastaya ismiyle hitap etmesi … Tüm bunlar doktoru açık ara
dominant faktör yapmaktadır. Doktorun bu performansından saçılan mesaj çok
açıktır ; sana yardım edeceğim ama yönetim ve saygınlık bende , sen bana saygı
göstermek zorundasın ezik.
Bir doktorun muayenehanesinde olup
bitenler rutindir ve süreklidir. Bu aslında rol
sahiplerinin bir avantajıdır. Rollerini düzenli bir şeklide tekrarlayarak
oynamaları bir yandan onların bu konudaki profesyonelliklerini artırırken , bir
yandan da önceki oyunlarda ortaya çıkan aksaklıkları giderip
mükemmelleşmelerini sağlayacaktır. Anlaşılacağı üzere tekrarlanan rutinler tek
başına gerçekleşmeyecektir. Yani Muayenehane örneğinden gidersek doktor tek
başına işin sahibi ya da merkezindeki kişi olmasına rağmen oyunu tek başına
oynamamaktadır. Goffman takım kavramını tek bir rutini sahnelemek için müşterek
hareket eden bir grup insan olarak tanımlamaktadır. Böyle bir takım
muayenehanede bir doktor , hemşire ya da hemşireler, sekreteri ve diğer
hizmetliler mesela çay ve temizlik yapan kişiler olabilir. Goffman’ a göre
takım performansı sürekli ilerlemeye müsaitken takımın herhangi bir üyesinin
oyunu yani gösteriyi terk etmesi veya bağlantıya uygun olmayan bir davranış
sergilemesi ile istikrarı bozma gücü vardır. Takımın her üyesinin diğerlerine
karşı doğru davranması ve diğerlerinin ona güvenmesi gerekir ve kişiler bu
anlayışa uymaya zorlanırlar. Bu durumda olacak olan şey ise takım üyelerinin
kendi menfaatleri için oynanan oyuna yani işbirliğine aşina olmaları ve bunun
her birinin üzerinde haklarla donatılma eğiliminde olmasıdır. Bu durumda
Goffman ortak uyuşmazlığın takım düzenini bozacağını ve takımca desteklenen
gerçeğe aykırılık oluşturacağını iddia
etmektedir. O halde takım üyeleri rutin sırasında güvenilir olmalılar ve bu
sebeple de dikkatli seçilmelidirler. Mesela doktoru hastasına çekiştiren bir
sekreter olmamalıdır bu takımda. En önemli nokta ise takımın seyircinin
yararına bir rutin sergilemesidir. Tıpkı tiyatroya gelen izleyicinin oynanan
oyundan mutlu kalması gibi. Hepimiz bir takımda yer aldığımıza göre kötü
niyetli insanların takım içinde olabileceklerini unutmamak gerekir. Oyuncu
rolünü başarıyla oynamak zorundadır. Kriz durumlarında oyuncu gösteriyi
kurtarmak için bazı özelliklere sahip olmalıdır. Goffma’ a göre sıkıntıları
önlemede üç yol vardır :
1.
Oyuncunun kendisine ait savunma
ölçütleri
2.
İzleyicilerin oyuncunun gösterisini
kurtaracak koruyucu ölçütler
3.
Oyuncunun izleyicilerin koruyucu
ölçütler kullanmalarını sağlayacak ölçütleri
Savunma ölçütleri bağlılık , disiplin
ve dikkatliliği içerir. Ne oldukları adlarından anlaşıldığı için açıklama
yapmıyorum.
En önemli koruyucu ölçütlerden birisi
nezakettir. Hem oyuncular hem de izleyiciler arka bölgenin kolay ulaşılamayacak
bir yer olduğunu bilmektedirler.Bu sebeple izleyiciler arka bölgeden gönüllü
olarak uzak durmaktadırlar.
Goffman patronunun orada olmadığını
söyleyen sekreteri üçüncü duruma örnek gösterir. Bu durumda ziyaretçinin
nezaketen geri çekilerek telefonda konuşan sekreter ve patronun konuşmalarını
duymaması zekice olur.
Buraya kadar olan bölümde yani
gündelik yaşamdan benliğin sunuluşunda ampirik bir araştırma görülmemektedir.
Stigma (Damga): Damgalama ile sapma kavramları Goffman
tarafından farklı anlamlarda ele
alınmıştır. Gofmann damgalamayla, sapkın kişinin eylemi sonucu ona
genelleştirilmiş bir ad takılmasının farklılığına işaret eder. Evet damga da
bir eylem sonucunda oluşur ama her toplum içinde veya aynı toplumun farklı zamanlarında aynı eylem farklı
yorumlarla değerlendirileceğinden o toplum tarafından o an için kabul edilen
ideal değerler ile ilişkilidir. Şu halde herkes Goffman’a göre normal sapmışlar
olarak değerlendirilebilir.
Goffman’ a göre damga toplumsal kabul
görme engeli olan kişiler için kullanılan bir etiketlemedir. Yani insan ya
‘gözden düşürülmüş’ ya da ‘gözden düşürülecek’tir. Sahne önü ile arkasını ayırt
edememiş başarısız bireyler gözden düşürülmüş; rutinlerini ezberleyerek sahne
önündeki performanslarını iyi
canlandıran fakat sahne arkasında ideal
değerlere ters düşen insanlar gözden
düşürülecek bireylerdir. Bu anlamda damga insanların kabul görmek için
uğraştıkları sosyal gruplara göre değişebilir. Yani insan hem normal hem de
damgalanmış olabilir.
Edwin Lemert bazı norm ihlallerinin
mesela okul asmak gibi diğerlerinden daha az tepki çektiği ve kişinin ileride
bu tip bir alışkanlığı ya da davranışı terk edebileceğinden bu tip bir sapmayı
birincil sapma olarak adlandırmıştır. Şayet bu etiketlenmeden sonra kişi
davranışına devam ederse ve bunu sapkınlığa dönüştürürse bu değişim ikincil
sapma olarak adlandırılır. İkincil sapma Goffman’ ın deyini ile sapma
kariyerinin başlangıcıdır. İnsanlar sapkın davranışlara güçlü bir şekilde
bağlandıkça tipik olarak güçlü bir damga yerler.
Damgalamanın sebep olduğu üç durumdan
söz edilir; birincisi fiziksel bozukluk (sağlıklı görünen bir bayanın kısır
olması), ikincisi sosyal sapma kökenli karakter zayıflıkları (bazı akıl
hastalıkları alkolizm..) ve üçüncüsü ırk ulus din sebepli ilkel
etiketlemelerdir. Bunlar insanları geçici olarak gruptan dışarı atmaya çalışsa
da bunun tersi olarak kontrol mekanizmalarıyla yeniden idealleştirme
faaliyetleri devreye girebilir ve böylece kişi tekrar grup içerisine sağlıklı
bir şekilde dönebilir.
Barınaklar : Goffman’
ın ikinci kitabı Barınaklar metodolojiktir aynı zamanda. Goffman damgalananları
düzeltme anlamında ‘bütünleştirici kurumlar’a işaret ettiği Barınaklar adlı bu eserinde
bir akıl hastanesinde yaptığı dört yıllık bir çalışmayı değerlendirmektedir. Akıl
hastaneleri ve hapishaneler bütüncül kurumlara örnektir. Bu hastanede kuruma
hasta olarak gelenlerin sapmış olarak algılanan davranışları unutturularak onlara yeniden kimlik kazandırmak
hedeflenmektedir. Bütüncül kurumların temel özelliği üyelerine baskıcı bir
yaklaşımla dışa kapalı olmaları ve hiyerarşik hareketliliğe izin
vermemeleridir. Goffman’ a göre tam kurumlar burada akıl hastanesi üç önemli
özelliğe sahiptirler. İlki görevlilerin hastaların nerede ve ne zaman yiyip
içecekleri, uyuyacakları, çalışacakları dahil günlük hayatın her anını kontrol
etmeleridir. İkinci özellik bütüncül kurumlardaki hayatın herkes için aynı
yemek , aynı kıyafet ve aynı aktivitelerle standartlaştırılmasıdır. Üçüncüsü
ise resmi kurallardır. Bu gibi katı kuralların amacı yeniden sosyalleşmeyi
sağlamaktır. Yeniden sosyalleşme iki aşamalı bir süreçtir. İlk aşamada çalışan
personel gelen hastanın benliğini yıkar. Hastanedeki standartlaştırma buna
örnektir. Görevliler tek başına kalan hastaları da sık sık dolaşaral kontrol
etmektedirler. Böylece hastalar eskiye dönme ve eskiyi düşünmeye zaman
bulamamaktadırlar. Yeniden sosyalleşmenin ikinci aşamasında bir takım ödüllerle
yeni bir benlik oluşturma çalışmaları yapılır. Okunacak bir kitaba sahip olmak
, televizyon izlemek bu ödüllerden bazıları olabilir. Bu ise itaati artırır ya
da hastanın doktorunu sevmesine ve ona olan inancının artmasına sebep olur.
Bazı hastalar bu süreçlerde tam olarak iyileşirlerken bazıları biraz değişime
uğrarlar ve bazıları ise fazla bir değişim yaşayamazlar.
Etkileşim Düzeni : Goffman’ın
yaptığı son çalışmadır. Bundan önce yaptığı çalışmaların bir uzantısı olarak
görüntü kullanımı ile gerçekliğin farklılaşmasının ve bir anlamda sosyal
aldatma ve aldanmanın gerçekleştiği durumları farklı boyutlarıyla ‘etkileşim
düzeni’nde incelemiştir. Bunlar: 1) fert, çift ya da toplu olarak insanlar 2)
yazılı, sesli ya da fiziksel olarak iletişim bazında temaslar 3) bilinçli ya da
bilinçsiz karşılaşmalar (iskambil
oynamalar yemek yemeler alış-veriş..) 4) seyirci ve dinleyici etkileşimi olarak
platform gösterileri (toplantı seminer..) 5) kutlama ile yapılan toplumsal
gereklilikler.
Goffman etkileşim düzeninin doğrudan
doğruya makroyu etkileyebileceğini belirtmiştir. Oynanan rolün aldatma veya
gerçek olduğu bir yana başarılı olarak canlandırılıp canlandırılmadığına ve ilk
izlenimlerin önemine vurgu yapar. ‘İlk görüşte aşk” gibi. Bu anlamda sembolik
etkileşimle ilgilenilen odak noktası bakımından farklılaşabilir. Goffman ben
ile etkileşimin sürecin neresinde
olduğuyla ilgilenmez bunun yerine bireylerin performans başarılarıyla sosyal
düzen sürecinin sürekliliğine vurgu yapar. Hatta bu anlamda yetki sahiplerine söz
konusu karşılılıktan sıyrılarak problemleri çözmeye yaklaşmalarını tavsiye
eder.
Çerçeve Çözümlemesi: Goffman’
ın tüm çalışmalarında hepimizin yaşam sahnesindeki aktörler olduğu gerçeği yer
almakta ve Goffman bunu çerçeve çözümlemesi adlı yapıtında geliştirir. Bu çalışmaya hile, aldatmaca, karşı
oyunlar ve bunların pek çok türünün gösterilmesi ve diğerleri üzerinde bir
çalışma demektedir. Aslında eski çalışmalarının bir toparlamasıdır bu
çalışması. Onun dramaturjiyi kullanmadaki ustalığının bir göstergesidir bu
çalışma. Çerçeve çözümlemesi Goffman’ ın öznel gerçekliğe vurgu yaptığı bir
çalışmasıdır. Çerçeve kuralların ve bizim öznel katılımımız olan durumların
tanımlanması olarak açıklanır. Çerçeveler kişinin olaylarla olan deneyimlerini
organize eder. Öznel olmalarına karşın sadece zihine bakmaz , etkinliklerimizi
kurallar ve normlar yönledirir. Böylece biz uygun çerçeveyi uygulamayı
öğreniriz. Kullanılan çerçeve bize gerçekten neler olup bittiğini anlatır ; Mesela
şaka mı , kaza mı , hata mı , rüya ya da
aldatmaca mı …Kısacası her durumu okumak , anlamlandırmak ve bunları belli norm
ve kurallar yoluyla yapmak zorundayız. Goffman’ ın çalışmaları boyunca izlenim
idaresi konusunu gözlemlemekteyiz. Bir kişinin sunduğu benlik aslında var olan
durumla uyumludur. Bu benlik çerçeve tarafından belirlenen kurallara uygun bir
davranış olarak gösterilir.Goffman sıklıkla geleneksel sosyolojik çözümlemede
ihmal edilen bireyin katılımı ve olaylar içindeki davranışı üzerinde odaklanmaya
önem verir ve bunu tercih eder.
C. Kaynakça :
Margaret
M. Poloma – Çağdaş Sosyoloji Kuramları
Ruth
A. Wallace , Alison Wolf – Çağdaş Sosyoloji Kuramları
George
Ritzer – Sosyoloji Kuramları
John
J. Macionis – Sosyoloji
Wikipedia
Binance, BTCTurk, Paribu sahibi kim merak ediyorsanız tıklayın: Binance, BTCTurk, Paribu Sahibi
YanıtlaSilBinance, BTCTurk, Paribu ne zaman kuruldu merak ediyorsanız tıklayın: Binance, BTCTurk, Paribu Ne Zaman Kuruldu
Komisyon oranları için tıklayın: BtcTurk, Binance, Paribu Güvenilir mi? Komisyon Oranları
Hangisi güvenilir merak ediyorsanız tıklayın: Btcturk, Binance, Paribu Güvenilir mi